Sadabad Sarayları

SADABAD SARAYLARI
III. Ahmed döneminde sarayda başlayan halka açılma ve mimaride sivilleşme hareketi sonucu Kağıthane deresi üzerine bir yazlık saray yaptırılır. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın bizzat üzerinde durarak yapılan çalışma neticesinde saray üç ayda bitirilir. Açılış sırasında şairler padişaha söyledikleri methiyelerde sarayın adını "Sadabad" olarak koyarlar. 1722'de kurulan Sadabad Sarayı ve önündeki Çadır Köşkü, su mimarisine yönelik olarak derede yapılan değişiklikler ile kurulan havuzlar ve çağlayanlar, (Cetvel-i Sim=Gümüş dere, Gümüş Cetvel) 1730'a kadar bütün görkemiyle yaşar. Bu sekiz yıllık dönem içinde saraydan Haliç’e kadar her iki yamaca toplam 173 adet kasır kurulur. Kaynaklara göre vezirlere ve paşalara ait bu kasırların her biri birbirinden güzel ve göz alıcıdır. 1730'da patlak veren Patrona Halil isyanında kasırların tamamı önce yağmalanır sonra tamamen yakılır. Sadabad Sarayı'nın yakılmasına ise o sırada 3. Ahmed'in yerine geçen I. Mahmud izin vermez. Fakat tahrip edilmesine de ses çıkarmaz. Uzun süre bu haliyle kalan Sadabad Sarayı'nı 3. Selim tamir ettirerek yeniden kullanmaya başlar. Bazı çevrelerin tepkilerinden çekindiği için önce bazı askeri manevraları ve talimleri Kağıthane'de yaptırır, bunları seyre gitmeye bahane olarak göstererek sarayı kullanır. II. Mahmud, 1809 yılında, birinci Sadabad Sarayı'nı artık iyice eskidiği için tamamen yıktırır ve döneminin mimarisine göre yeniden inşa ettirir. Sarayın tam anlamıyla bitirilmesi 1816'ya kadar sürer. II. Sadabad Sarayı ise yaklaşık 50 yıl ayakta kalır. Bu defa Sultan Abdülaziz tarafından 1862-1863'te ikinci saray yıktırılır ve yine aynı yere 3. Sadabad Sarayı (diğer adıyla Çağlayan Sarayı) yaptırılır. Sadabad Camii, 3. Ahmed döneminde yapıldığı gibi Sultan Abdülaziz dönemine kadar gelir. O da zamanın tahribatını yaşadığı için sarayla birlikte cami de tamamen yıktırılır ve yeni baştan yaptırılır. Bu nedenle Sadabad Camii'ne Aziziye Camii de denilir. Çadır Köşkü ise 2. Mahmud döneminde yeniden inşa edildiği haliyle1940'a ulaşır. O yıl, bir çınar ağacının üzerine devrilmesi nedeniyle yıkılır. Sadabad Sarayı 1943'te resmi eller ile yıktırılır. Yerine 1952’de tarihi yerin korunması koşuluyla askeri Levazım Okulu inşa edilir. Bina halen Kağıthane Belediyesi Hizmet Binası olarak kullanılmaktadır.
Atiye Sultan Sarayı
Sultan Abdülaziz zamanında II. Mahmud 'un kızı Atiye Sultan için yaptırılmıştır. Birbirinden bağımsız 5 ayrı binadan oluşan bir bütünsel yapıdır. İttihat Terakki döneminde Küçük Zabit Mektebi yapılır. Cumhuriyet döneminde 66. Piyade Taburu binası olur. 1970'lerin ilk yarısında askeriyenin boşalttığı kasır binası civar halkı tarafından peyderpey sökülür. Halen Kağıthane otobüs duraklarının arkasında taş kalıntılarının bir kısmı ayaktadır.
Poligon Sarayı
2. Abdülhamid tarafından Almanya’dan alınan mavzer tüfeklerinin denenmesi için Kağıthane'ye kurulan poligon sahasının başına atışları seyretmek üzere kurulur. İki odalı küçük bir saraydır. İttihat Terakki'nin ünlü celladı Yakup Cemil 1916'da burada kurşuna dizilir. Tamamen ayakta iken 1956'da yerine Gazhane yaptırılmak üzere yıktırılır. Halen yerinde İETT Poligon Otobüs Garajı vardır.
İmrahor Kasrı
Kanuni Sultan Süleyman tarafından Sadabad'ın sarayın has bahçeleri içine alınması ile birlikte dere kenarına sahili olacak biçimde iki katlı olarak kurulur. Ahşap bir yapıdır. Sadabad'daki her inşai faaliyet zamanında tamir ettirilerek Sultan Abdülaziz dönenime kadar gelir. Sultan Abdülaziz, 3. Sadabad Sarayı'nı yaptırırken İmrahor Köşkü'nü de tamamen yıktırarak yeniden yaptırır. 1943'te Sadabad Sarayı ile aynı günlerde aynı kaderi paylaşır. Aynı işlem ile yıktırılır. Günümüzde yerinde Lale Sitesi bulunmaktadır.
 
Merkez Mahallesi, Cendere Cd. No:8, 34406 Kağıthane/İstanbul
(0212) 294 07 54- (0212) 294 07 55 Fax. (0212) 294 07 65